1818
yılında Orel kentinde soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Okumuş,
kültürlü bir kadın olan İvan’ın annesi kabahat işleyen toprak kölelerine
acımasızca cezalandırarak, kırbaçlatır. İvan ise küçük yaşta bu durumdan pek
tabii ki etkilenir. Bir süre sonra ailesi Moskova’ya göç eder. İvan burada özel
eğitmenlerden eğitim alır, özel okullarda okutulur. Daha çocuk yaşında Almanca,
Fransızca, İngilizce gibi dilleri gayet akıcı bir şekilde konuşmaya başlar.
(Maaşallah J
) Büyüyünce ise St. Petersburg ve Moskova’da okuyarak Felsefe Fakültesini iyi
bir derece ile bitirir. Bunun ardından ise Almanya’ya gider, burada pek çok
bakımdan kendini geliştirerek yurduna geri döner. Ancak bu dönemde henüz Alman
felsefesi pek fazla kabul görmüyor olduğundan ötürü ders verme imkanına sahip
olamaz. Rus eleştirmen Belinsky ile tanışması ise onun hayatında bir dönüm
noktası oluşturmuştur. Bu tanışmanın önemi ise Belinsky’nin toprak köleliğine
karşı duran aydın çevre ile yakın ilişkide olana biri oluşundandır. İlk
yazınsal denemelerini saymayacak olursak yazarın ilk ciddi çalışmaları bu
tanışma dönemine (1842) denk gelir. Puşkin’in başlatmış olduğu gerçeklik
yolunu seçmiştir. Onu üne kavuşturan ilk eseri ise
“Avcının Notları” isimli
dizisidir. Bu dizi 25 öyküden oluşur. Eserde toprak ağası ve köylünün yaşam
koşulları yer alır.
1852 yılında Gogol’un ölümü üzerine bir makale yazar; ancak
bu makalesi sansür nedeniyle yasaklanır. Her ne kadar yasaklanmış olsa da ( ne
hikmetse artık ☻) bu makalesi moskova dergilerinde yayınlanınca tutuklanır!. Bir ay hapiste yatar ve
bunun ardından hapisten çıkınca büyük eserlerini kaleme alır. Yazdığı pek çok
eserinde eleştirmenlerin saldırılarına maruz kalır. 1883 yılında vefat eder.
BABALAR ve
OĞULLAR
Edebiyat camiasına damgasını vuran, nihilizmin temel taşı sayılan çok önemli eseridir. Gericiliği temsil eden liberal soylularla, ilericiliği
temsil eden demokrat aydınlar arasındaki görüş ayrılığını ve farkı göstermek amacı ile yazılmıştır.
Yayınlandığı ilk andan itibaren pek çok tartışma eleştiri ve değerlendirmeye
tabii tutulmuştur. Romanın baş kahramanı
Bazarov, nihilist biri olmasına rağmen romanın sonunda ölümün varlığını kabul
eder. Romanın yazarı bir nevi kendini bu baş kahraman ile özdeşleştirmiştir.
Ayrıca dikkat çeken bir başka husus da geçmişe özlem konusudur.
Konusu: Dönemin Rusya’sının sosyal ve siyasal görünümünü
eleştirmektedir. Adından da anlaşılacağı üzere babalar geleneksel ataerkil
toplum yapısını, oğullar ise bütün töreleri yok sayma savaşının temsilcisidir.
KİTABIN ÖZETİ:
Bazarov
arkadaşı Arkadiy’nin teklifini kırmayarak onunla tatilini geçirmek için
üniversiteyi bitirdikten sonra Arkady’nin babasının ,Nikolay Petroviç ,
yönettiği çiftliğe giderler. Burada Bazarov bilimsel araştırmalarına daha fazla
eğim vereceğine ve araştırmalarında kullanacağı daha iyi denekler bulacağından
dolayı sevinçlidir.Fakat günleri pek de umduğu gibi geçmemektedrir; Arkady’nin
amcası Pavel petroviç’le tartışarak ,ona gerçekleri göstermeğe
çalışmaktadır.Fakat Pavel de dişli bir tartışmacıdır.Tartişmalar sabah akşam
sürmekte ve arada sırada kalan sürelerde, genelde sabah erken saatlerde, böcek
toplamaya çıkabilmektedir.Diğer zamanlarda bunların üzerinde
çalışmaktadır.Akşam yatmadan önce ise arkadaşı ile dertleşmekte ve onunla
tartışmaktadır.Bu sıralarda Fenitçka ile taışmıştır.Katya ‘nın yanında yardımcı
olan Fenitçka’nın ona karşı platonik bir aşkı vardırPavel’le tartışmaların
kızıştığı günlerden bir gün Bazarov’u düellaya davet etmiştir.Sorun ise
Pavel’in ölümcül olmayan yaralanmasıyla çözümlenmiştir.Bu durumda burada daha
fazla kalamayacağını anlayan Bazarov soluğu yakında yaşayan ailesinin yanında
alır .Fakat sıkıntısı burada da geçmemiştir.Buradan ise Arkady ile kasabada
tanıştığı Anna Sergenyevra’yı ziyaret etmeye karar verir.Bu ziyarette pek fazla
uzun sürmez. Arkady Anna’nın kızkardeşi ile günlerini geçirirken Bazarov da
Anna ile dolaşmaktadır.Fakat ona olan sevgisini açıklayamaz.Buna inançlarının
engel olduğunu bilmektedir.Ve oradan da ayrılmak zorunda kalmıştır.Tekrardan
ailesinin yanına gider, burada yakın köylerden gelen hastalarla ilgilenmekte ve
araştırmalarına devam etmektedir.bir gün çevre köylerden gelen tifüslü bir
hasta ile ilgilenirken o da hastalığı kapar,zamanının az olduğunu bilmekle
birlikte acı çekmektedir.Tek çare ölümü beklemektir.Bu sırada Anna kendi
doktorunu getirir fakat iş işten çoktan geçmiştir ancak onunla konuşacak bir
kaç dakikadan fazla bir ömrü kalmamıştır.Ve Bazarov gözlerini Anna’nın
kollarında dünyaya kapatır.
Bundan sonra Anna Rus bir politikacıyla, Katya Arkadıy
Petroviç ile , Fenitçka ise Nikolay Petroviç ile evlenir.
0 yorum:
Yorum Gönder