Tolstoy ailesine ait Yasyana
Polyana malikanesinde 9 eylül 1928’de dünyaya geldi. 2 yaşında annesini 9
yaşında ise babasını babasını kaybetti. Anne ve babasını çok küçük yaşta
kaybetmesinin üzerine Tolstoy’un eğitimini halaları üstlendi.
Doğu
dillerini okumak üzerine Kazan
Üniversitesi’ne gönderilldi. Fakat fazla uzun sürmeden bu okulu yarıda
bırakarak Hukuk Fakültesi’ne
başladı. Bu okulu da yarıda kesip doğduğu yerdeki çiftliğe geri döndü.
3 yılın
ardından Rus ordusuna yazıldı ve Kırım Savaşı’na katıldı. Bu dönemde otobiyografik eserler olan “çocukluk, ilk gençlik, gençlik” gibi
eserlerini ve Toprak Ağasının Sabahı,
Tipi, İki Süvari Subayı isimli eserlerini yazdı. Bu eserlerinin başarıyı
yakalamasının ardından kendini yazarlığa adamaya karar verdi. Kırım Savaşı’nın
ardından St. Petersburg’a gitti; ancak burada da ikili bir kutup haline gelen
edebi muhitle anlaşamayarak İsviçre, Almanya ve Fransa’yı kapsayan bir seyahate
çıktı. Çiftliğinde köylü çocukları için bir okul açtı. İkinci kez Avrupa
seyahatine çıkarak Batı’nın eğitim kurumlarını inceledi. Tekrar Rusya’ya
döndüğünde ise artık kölelik kaldırılmıştı. Bununla beraber serflerle eski
toprak sahipleri arasındaki anlaşmazlık ve alacak verecek meselelerini çözmek
için yargıçlık yapmaya karar verdi.
34 yaşında
komşu çiftliğin sahibinin kızı ile evlendi bu evlilikten 13 çocuğu oldu. Bu dönemde “ Kazaklar, Sivastopol Hikayeleri ve * Savaş
ve Barış” eserlerini yazdı. Savaş ve Barış’ı yazmasının ardından giderek
artacak olan bir bunalıma girdi. Biz bu bunalımının izlerini sonra yazacak
olduğu Anna Karenina’da görmekteyiz.
Tolstoy,
1880’nin ardından kilise ve Hristiyanlık karşıtı, kendine özgü bir Hristiyanlık
anarşizmi geliştirmeye başlar. Bu hali onu ailesinden uzaklaştırırken gençler
arasında da giderek tanınan biri haline getirir. “O halde ne yapmalıyız, Dogmatik Teolojinin Eleştirisi, Tanrı’nın
Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir” gibi dine dair düşüncelerini içeren
yazılarını yayınlamasının ardından kilese tarafından Aforoz edilmiştir. Ardından yaznış olduğu“ İvan İlyiç’in Ölümü, Kreutzer Sonat, Hacı Murat, Diriliş” gibi
eserleri onun dogmalar üreten kiliseyi inkar edişini inkar eden bir tavır
sergileyen eserler olmuştur.Bir süre sonra ailesi ile iyice arasının
açılmasının ve bunalımının artmasının ardından yanına en küçük kızını ve
doktorunu alarak ailesini terk etmeye karar verir. Ancak çok da uzaklaşamaz bir
tren istasyonunda zatürre hastalığından ötürü hayatını kaybeder.
ESERLERİNDEN BAZILARI
1) Kazaklar: Tolstoy’un ilk yapıtı olan bu
eserinde asıl anlatmak istediği iki karşıt dünyanın, kibar aristokrat sınıfının
dünyası ile geleneklerine bağlı başka bir kültürle alakası dahi olmayan halkın,
karşılaştırılmasıdır. Tolstoy, Terek Kazaklarının ülkeden kopuş nedenlerini ve
hayat koşullarından ötürü nasıl da savaşçı bir toplum haline geldiklerini gerçekçi
bir üslupla dile getirmektedir.
2) Savaş ve Barış: Napolyon Savaşları sırasında
yazılmıştır. Yaşama sunulan bir destan olarak nitelendirilir. Romanda dikkat
çeken hususlar : “Geniş bir zaman diliminden bahsedilmesi, somut nesnelerin
canlandırılmasındaki başarı, beş yüzü aşan kişi sayısına sahip olması, olay
örgüsünün dallanıp budaklanarak ilerlemesi…” Bu eser geniş ve detaylı oluşu
yönüyle tarihi bir belgesel niteliği taşır.
3) Kroyçer/ Kreutzer Sonat: Kitabın baş
kahramanı Pozdnişev’in trende yolculuk sırasında nasıl olup da böyle
yaşlandığını anlatır. Baş kahraman
gençliğinde zevk ve eğlence düşkünü bir hayat sürmüş ve en sonunda ise bu
hayatından iğrenmiştir. Ardından terzilerin, güzellik uzmanlarının vs.
insanların içgüdülerini körüklüyor olduğunu düşünerek toplumdan ve özellikle
kadınlardan nefret etmeye başlamıştır. Bunun ardından uçarı hayatını terk
ederek evlenmiş ve kendi fikrince değişmeye çabalamıştır. Ancak bir sürenin
ardından karısının kendisini aldattığı fikrine kapılarak ve kıskançlığından
ötürü evliliği beklediği gibi gitmemiştir. Yazar ise bu eseri ile kadın- erkek
ilişkisinde erdemin ne denli önemli yer tuttuğunu ve döneminin ahlak anlayışını
okuyucuya vermeye çabalamıştır.
4) Hacı Murat: Tolstoy’un olgunluk dönemi romanlarındandır.
Romanın baş kahramanı Hacı Murat, 19. Yüzyıl Kafkas halklarının arasında
efsaneleşen Şeyh Şamil ile davalıdır.
Hacı Murat ne Rusları ne de Şeyh Şamil’i sevmez ve seçeneksiz kalır.
İnanmasanız da taraf olmak zorunda kalmak gibi bazen savaş da insanların
kaderidir. Ancak asıl olan ise daima sonuna kadar direnmektir. Tolstoy da
sonsuza kadar direnen bir kahramanı yazarak onu ebediyete taşıyor.
5) Anna Karenina: Bu roman dönemin
aristokratlarının hayatını en doğru tarafıyla yansıtan bir eserdir. Ana teması
her şeyden evvel Rus ailesidir. Bu romanda dürüst bir evlilik ile evlilik dışı
bir aşkın yol açtığı yıkımlar mukayese edilir. A. Karenina dönemin üst mevkiye
sahip bir memurunun karısıdır; ancak onu hovarda Vronski ile yaşadığı ilişkinin
neticesinde hazin bir son beklemektedir.
6) Diriliş: Vicdan azabının insan hayatı
üzerinde neden olduğu baskıları anlatan, aynı zamanda ceza hukukuna yönelik
ağır eleştiriler içeren önemli bir romandır… Zengin ve hızlı yaşamı seven bir
prensesin geçmişte yaşadıklarından pişmanlık duyduğu bir sırada önceden ilişki yaşadığı bir kadına rastlaması,onun
düştüğü bu durumdan dolayı kendini sorumlu hissetmesi ve ona yardım etmeye
karar vermesi ile adalet sistemindeki yanlışlıklar ve cezaevlerinde yapılan
kötü uygulamalardan bahsediliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder